Türkiye’deki sektörler arasında ücret farklılıklarını belirleyen ana unsurlar, talep, nitelik, şirket büyüklüğü ve bölgesel farklılıklar diye sıralanabilir. Bazı sektörlerde talep yüksektir ve bu da bir işin değerini artırabilir. Örneğin, teknoloji sektöründe çalışanlar genellikle yüksek ücret alırken, tarım sektöründe çalışanlar daha düşük ücret alabilir.
Yüksek eğitimli veya uzmanlık gerektiren pozisyonlarda çalışanlar, daha fazla talep gördükleri için daha yüksek ücret talep de edebilirler.
Bir de şu önemli bir gerçek var ki, çalışanların ücretlerinin ülke enflasyonuna karşı dik durmasını sağlayan ve sosyal hakları koruyan en önemli bir gücün sendikal örgütlülük gerçeğidir.
Türkiye’de sendikalı çalışan sayısının son 20 yılda 4 milyondan bir milyonlara kadar gerilediği gerçeğini de göz ardı etmemek gerekiyor. Sendikal mücadelenin ne kadar zor şartlarda verildiği, mevcut birçok sendikanın da üyelerinin haklarını ne kadar savunabildiği de çalışma hayatımızın ayrı bir sorunu olarak karşımızda duruyor.
Türk Hava Yolları (THY), Türkiye’deki en çok sendikalı çalışanı barındıran bir şirket olarak dikkat çekiyor. 30 bini aşkın çalışanından yaklaşık 20 bini Hava-İş Sendikası üyesi. Bu kadar güçlü bir çalışan sayısına hakim olan sendika, son yıllarda toplu iş sözleşmesi görüşme süreçlerini en rahat geçiren sendika görünümünde.
Bunun nedeni ise THY işvereninin, sendikanın taleplerinden daha fazlasını çalışanlara vermesinden kaynaklı. Ülkedeki ücret artışları o kadar sınırlı ki, normalin biraz üstü rakamlar, büyük bir başarı olarak görülüyor. THY gibi gelir kaynağı güçlü olan şirketler, çalışanlarına piyasa standartlarının biraz üstü zam oranı sunduğunda sendika da çalışanlar da memnun ve mutlu olabiliyor. Bunun yanına bir de 2022 yılında göreve getirilen ve daha önceki yıllarda şirkette değişik kademelerde görevlerde bulunan “Ahmet Bolat” faktörü eklenince işler daha da kolaylaşıveriyor.
Şirketin yapısını, çalışanların beklentilerini iyi bilen THY Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat’ın toplu iş sözleşmesi dönemleri dışında “Başarı ödülü” adı altında vermeye başladığı yıllık 5 maaşı bulan ek ücret, şirketi Türk havacılık sektöründe ayrı bir konuma taşıyor.
Çalışanlarına sağladığı ücret politikaları nedeniyle adeta bir “rol model” olan THY, Türkiye’de faaliyet gösteren yalnızca havayolu kuruluşlarıyla kalmayıp; yer hizmetlerinden terminal işletmeci şirketlere, güvenlik hizmeti sunan kuruluşlardan catering şirketlerinde görev yapanlara kadar yüzbinlerce çalışanın gözlerinin çevrildiği, “piyasa belirleyici rehber şirket” olarak ortaya çıkıyor.
İşte bu nedenledir ki, havacılık sektöründeki birçok şirket önümüzdeki yıl için belirleyeceği zam oranları ve çalışanlarına uygulayacağı ücret politikalarını belirleyebilmek için adeta karar kara düşünüyor.
Ahmet Bolat başkanlığındaki THY’nin son yıllarda çalışanlarının ekonomik gücünü artırmaya yönelik bu girişimleri, başta ücret artış dönemlerinde personelinin talep ve isteklerini ‘Es’ geçmeye çalışan havacılık şirketleri için kötü bir örnek mi oluyor acaba?