Geçtiğimiz günlerde YDA Dalaman Havalimanı, sivil havacılığımız açısından son derece kritik bir etkinliğe ev sahipliği yaptı. ACI EUROPE 16. Bölgesel Havalimanları Konferansı, Avrupa’nın orta ve küçük ölçekli havalimanlarının geleceğinin tartışıldığı, Türkiye için stratejik fırsatlar barındıran bir platformdu. Üstelik bu toplantı, ilk kez Türkiye’de düzenleniyordu.
İki gün boyunca önemli konular masaya yatırıldı. Türkiye’nin küresel havacılıkta daha güçlü bir oyuncu olabilmesi, bölgesel havalimanlarının potansiyelinin açığa çıkarılması, mevcut yasal kısıtlamaların ne yönde esnetilmesi gerektiği gibi meseleler detaylı şekilde ele alındı. Ancak bu kadar kritik başlıkların irdelendiği konuların sektör temsilcilerine ve kamuoyuna yeterince yansımadığını görüyoruz.
Konferansa ‘katılamadığım’ için, doğal olarak medyada yayımlanan haberlerden bilgi edinmeye çalıştım. Ancak gördüm ki, basın mensupları yalnızca ilk gün açılış oturumuna katılmış ve onu da “genel bilgi” düzeyinde aktarmayı yeterli görmüş. Bu yüzden toplantıda konuşulanlara dair detaylara ancak ACI’nın resmi web sayfasından ulaşabildim.
Bu durum, sadece bu etkinliğe özgü değil tabii. Aslında Türk medyasının havacılıkla olan ilişkisinin ne kadar yüzeysel, sansasyon odaklı ve rakam takıntılı olduğunu gözler önüne seriyor. Havacılığa ilgi gösterdiğini sanan pek çok gazeteci, aslında sadece “uçak sayısı”, “havayolu büyüklüğü”, “bilet fiyatları” “motoruna kuş giren uçak büyük tehlike atlattı” gibi çarpıcı ama “derinliksiz” konularla ilgileniyor.
Böyle olunca da, haber başlıkları. “En büyük havalimanı bizde!”,“2033’te 1500 uçağımız olacak!”, “Dünyanın en yoğun havalimanı!”, “Dev uçağı uçuran Türk kadın pilot!”
Oysa Dalaman’daki son konferansta ele alınan konular çok daha hayatiydi:
–Türkiye’nin turizm çeşitliliği ve bu çeşitliliğin havacılıkla entegrasyonu
–Yönetmeliklerdeki bürokratik engeller
–Yabancı havayollarına verilen trafik hakları
–Pazar erişiminde yaşanan sınırlamalar
Ama bunları konuşmak, analiz etmek, yazmak emek ister. Uzmanlarla görüşmek, araştırmak, karşılaştırmak gerekir. Sansasyonel bir başlık atmak kadar kolay değildir.
Bu arada, şunu da belirtmeden geçmemek gerekir. Böylesine stratejik bir toplantıya Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu’nun katılmamış olması önemli bir eksiklik bence. Bu tür uluslararası etkinliklerde bakanlık düzeyinde temsil şarttır. Neyse ki toplantıya DHMİ Genel Müdürü Enes Çakmak ve kurumun üst düzey yöneticileri katıldı. Umudum, bu heyetin orada konuşulanları dikkatle takip edip, gerekli adımları hayata geçirmeye başlamış olmasıdır.
Sivil havacılıkta stratejik bir oyuncu olmak istiyorsak, medya da kamu yöneticileri de artık sloganları değil, içeriği konuşmaya başlamalı. Aksi halde bu sektörde uçar gibi yapar, olduğumuz yerde sayarız.
Aksi halde, Ulaştırma Bakanlığı’nın bürokratları da medya gibi sadece “başlık atmakla” yetinir, işin özüne inmezse, ileride yapılacak olan Dalaman ACI toplantısı gibi bu tür uluslararası etkinlikler, bir “tatil organizasyonundan” öteye gidemez.