TAV Holding’in kurucularından Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, terminal binaları “Teknoloji ve girişimcilik merkezi” olarak kullanılmasına karar verilen Atatürk Havalimanı’nın, kapatılmadan önce, mevcut modüllerden birer ikişer tane daha yapılabilmesi halinde, bu havalimanının halen işlevini yerine getirebilecek özellikte bir yapı olduğunu söyledi.
Youtube’da yayımlanan “Bana baştan anlat” programına katılan İş insanı Hamdi Akın, çalışma hayatıyla ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu.
İş hayatı boyunca önemli bir yer tutan ve daha sonra hisselerini Fransız ADP’ye devrederek buradaki ortaklığını sonlandıran Akın, 1997 yılında Yap-İşlet-Devret (YİD) yöntemiyle başlattıkları Atatürk Havalimanı projesiyle ilgili ilginç değerlendirmelerde bulundu.
YOL-ELEKTRİK-HASTANE DEVLETİN ASLİ GÖREVİ YİD İLE OLMAZ
Terminal işletmeciliğinde bir önemli bir kilometre taşlarından birini oluşturan TAV’ın önemli bir girişime, bir ilke imza attığını belirten Akın, “TAV, bir ilk olan ‘Yap İşlet Devret’ (YİD) projesini hayata geçirmesi açısından çök önemli. Çünkü bu daha sonra bir model oldu. Bundan sonra birçok büyük yatırımlar her şey YİD ile yapılmaya başlandı. Ancak, her şey YİD ile olmaz. Bazıları başarısız olacaktır. Kendi kendini finanse etmeyen, devletin asli görevi olan yatırımlar yol, su, elektrik, sağlık gibi yatırımlar YİD ile yapılmamalı. YİD bir Finansman modeli, ancak Türkiye’de inşaat modeli olarak kullanıldı. Biz bu modeli dünya örneklerinden yola çıkarak uyguladık. Kendi kendini ödeyebilen bir model varsa bu finanse edilebilir.” şeklinde konuştu.
TÜRK İNSANININ YÜZÜ BATIYA DÖNÜK DOĞUYA DÖNMEYECEK
Atatürk Havalimanı yapıldığında Avrupa’da o dönemde yeni başka bir yeni bir terminal binası bulunmadığını vurgulayan Hamdi Akın bu konudaki görüşlerini de şöyle ifade etti:
Avrupa’daki terminallerin eskidiği, yenilenmeye başlayacağı bir dönemde ilk kez bir Atatürk Havalimanı’nı yenilemiştik. Türk insanı Atina’ya, Londra’ya Paris’e gittiklerine görüyorlardı. Yeni terminal binaları yoktu. Atatürk Havalimanı, Paris’ten daha iyi diyerek mukayese edebiliyorlardı. İlk açıldığında işletme modeli oturduğu Atatürk Havalimanı gerçekten hoş bir kabul edilebilir terminal binası ve yaşam alanına dönüştü. Atatürk Havalimanı kapandığında üzüldük, ağladık. Çünkü orası adeta yaşam alanıydı, herkesin bir anısının bulundu bir yuva gibiydi.”
O modüllerden birer ikişer tane daha yapılabilseydi Atatürk Havalimanı halen işlevini yerine getirebilirdi. Atatürk Havalimanı o şekilde büyüyebilirdi. Ama böylesi tercih edildi. Şimdiki İstanbul Havalimanı mono blok bir havalimanı, işletmesi daha zor bir yapı..
Dünya, ekonomik ve verimlilik bakımından bunun modüler projeleri olmasını tercih ediyor. Ama Doğu, büyük olanı tercih ediliyor, Batı dünyasının görüşü de modüler olması yönünde. Bir de şu var. Türk insanının yüzünün daima batıya dönük. Doğuya dönmeyecek. Aklı olan inan dönmez. Tabii bu da tercih meselesi. Ticareti kuralları bunlar. Geriye dönüp bakmanın anlamı yok.“